Kimi yazarlar “kamu yararı” yerine “toplum yararı” denilmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Toplumun yararlarının, toplumun tümü tarafından paylaşılması gerektiği genel ve modern olan düşüncedir. Sosyal hayat içerisinde kendiliğinden meydana gelmiş “kamu yararı” kavramdan ne anlaşılması gerektiği bu metine konu edilmiştir.
Kamu yararı kavramı, toplumun gelişimine, zamana, ekonomik ve sosyal gelişmeye göre yorumlanır ve değerlendirilir. Hak nedir? Hak, kişinin insan olarak, toplum üyesi olarak sahip olduğu ve kanunların veya antlaşmaların kendisine tanıdığı değişik şekillerde belirtilen bir takım yetkilerin ifadesidir. (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2005/5-288, K. 2005/352 – T. 25.5.2005)
Kamu yararının gerektirdiği durumların belirlenmesi yasakoyucunun takdir alanı içinde değerlendirilmelidir. Kuşkusuz, yasakoyucu takdir alanına giren değerlendirmelerde anayasal ilkelere uygun düzenlemeler yapmak zorundadır. (Anayasa Mahkemesi, Esas Sayısı: 1992/22, Karar Sayısı: 1992/40, Karar Günü: 17.6.1992)
Anayasa koyucu, hukuk devletinin bir gereği olarak kamu yararıyla kişi haklarını bağdaştırmaya çalışmış, hukuka uygun olarak kazanılmış hakları korumayı öngörmüştür. Demokratik hukuk devletinde, hangi amaçla olursa olsun, sınırlamalar belli bir özgürlüğün kullanılmasını bütünüyle kaldıracak düzeyde olamaz ve amaçla, sınırlama arasında adil bir orantı mutlaka bulunur. Bir sınırlama ölçütü olan kamu yararı kavramı, her ne kadar, soyut bir kavram ise de; “hakkına getirilecek sınırlama, cezalandırma sonucu doğuruyor ve devlete olan güveni sarsıyorsa, o sınırlamanın kamu yararına olduğundan söz edilemez.” (Danıştay 1. D. 13.9.1989, E.89/130, K.89/112 – Danıştay Dergisi 78-79.17).